16 Şubat 2015 Pazartesi

Unutuyoruz...

Biz kimiz? Biz neyiz? Biz nereden geldik? Bizim yaratılış gayemiz ne? Bunları neden unutuyoruz? İnsanlar bir diğer insanın canını alabilecek kadar kötü olabilir mi? Olabiliyormuş! Kadınlık bu kadar ucuz olmamalı bir erkeğin gözünde. Hiç bir erkek bir kadının namusuna göz dikecek kadar korkusuz olmamalı. Düşünüyorum, düşündükçe içinden çıkamıyorum. Yolda yürürken,evimin sokağına girdiğimde korkar, taksiyi,toplu taşıma araçlarını kullanamaz oldum. Bu kadar genç kızın,kadının hakkına girenler,vebalini alanlar hesabını nasıl ödeyecek! İman eksikliği dediğimiz şey. Bu kadar mı uzak kaldık dinimizden, bu kadar mı korkmaz olduk bizi yaratandan? İslam itaat demektir,islam teslimiyet demektir. İnsanlarda ki itaat teslimiyet nerede kaldı? Hiç bir erkek hiç bir insan Allah'ın verdiği bir canı alacak kadar cani ve eksik olamaz. Suçu açık olması mıydı? Suçu saçlarının gözükmesi miydi? Suçu pantolon giyinmesi miydi? Hayır. Suçu sadece karşı koymaktı. O genç kızın yerine o güzelliğin yerine kendimi koyuyorum. İçim dayanmıyor. Ailesini kendi ailemin yerine koyuyorum. İçim acıyor. Mesele tesettür değil,mesele zihniyet! Mesele iman! Mesele korku! Bizim kitabımızda insanları öldürmek mi yazıyor? Bizim kitabımızda yakıp yıkmak mı yazıyor? Asla ve asla. Bizim dinimiz, bizim inancımız da bunların hangisi var? Bizim mezhebimize bunların hangi biri sığıyor? Müslüman olarak geldiğimiz şu fani dünyada şükür etmemiz gerekirken, daha çok bağlanmamız gerekirken,bunları yapanların akıl fikir vicdan sahibi olduğuna inanmıyorum. Hayalleri,geleceği,yaşayamadıkları acı içinde elinden alınan bir kızdan bahsediyorum burada. ÖZGECAN ASLAN. Geride bıraktığı yüreğimizde koskocaman bir iz ve acı. Rabbim sevenlerine sabır ihsan eylesin. Sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması duasıyla!..

14 Şubat 2015 Cumartesi

Rabbim uzak tutsun.

Yazasım var. Durmadan sayfa sayfa yazasım var. Yazmakla ne sonuca varıyorsun diyor kimileri. Nasıl rahatlattığını bir bilseler. Elbette bir sonuca varamıyorum. Karıştım iyice. Nerede ne yapacağımı bilmez oldum. Kendimi yine kağıda kaleme sardım. Anlam veremediğim o kadar nokta var ki. Çözemiyorum. Ne olduğunu,ne olacağını böyle ne yapacağımı çözemiyorum.Etrafım çok  kalabalık,bir sürü insan var. Hepsi canım cicim balım. O kadar samimiyetsiz o kadar yapay geliyor ki. Zevk,tat alamaz oldum. Tek bir kişinin samimiyetine inanmak istedim,istediğimle kaldım. Bu benim suçum belki de. İnsanları çok mu büyütüyorum acaba gözümde? Ya da imkansızı mı istiyorum? Herkesi kendim gibi mi sanıyorum? Kafamda bunun gibi o kadar çok soru var ki cevabını bilmediğim. İnsanların sahte yüzlerinden çok sıkıldım artık. Samimiyetin 's' sini sezemiyorum kimseden. Elimde değil. Yaşıt arkadaşım olmadığından, benden büyüklerinde ne karakterde olduğunu çözebiliyorum artık. Kimi zaman hayret ediyorum insanların kalbi bu kadar nasıl kararır diye. Kınamıyorum asla kimseyi. Çünkü biliyorum kınadığım herşey başıma geldi bugüne kadar. Sadece benden uzak dursunlar. Kötülüğü dokunacak her insan benden uzak dursun. İçinde zerre fesatlık taşıyan insan yaklaşmasın yanıma. Hep söylerim ben ne isem benim yanımdaki de öyle olsun. Bu kibir değil. Sadece ben arkadaşlarıma,dostlarıma karşı her zaman doğru olmaya,destek olmaya ve vesile olmaya çalıştım. Arkadaşlarımın hepsi benden büyük olmasına rağmen hep söylerler.Hele bir Cemre'm var, Allah herkese öyle dost,arkadaş nasip etsin. Yeri,değeri,emeği bende bambaşkadır. Velhasıl diyorum ki; Allah içinde kötülük taşıyandan, Kalb-i Selim olmayandan,fitne fesat çıkarandan hepimizi uzat tutsun. Hayatımızı didik didik kurcalamalarına izin vermesin. Bizde dilimizi duasız, alnımızı secdesiz, kalbimizi zikirsiz bırakmayalım.

Nasip...

Kim geçebilmiş nasipten öteye. Günlerdir düşünmeden edemiyorum. "Neden?" diye soruyorum, sorduğum sorunun cevabını kendim bile bilmiyorum. Bu yolda açılan yaraların merhemi nedir? Bu yolda dökülen gözyaşlarının hakkı kimedir? Uykusuz kalınan gecelerin hesabı kimden sorulacak? Kim tahmin edebilirdi ki böyle olacağını. Ben bile kendime inanamıyorum. O ne bilsin. Bazı insanların yüreğimize inceden sızması çok garip. Tuhafıma gidiyor. Kendi kendime 'böyle olmamalıydı' deyip duruyorum. En sonunda 'nasip' demekten kaçamıyorum. Çaresizlik diz boyu derken dilim duaya varıyor. Son günlerde ettiğim dualar belkide hayatım boyunca kalben ve hissederek ettiğim en samimi dualar. Duanın kaderi değiştirecek gücü olduğuna gönülden inananlardanım. Herkes sevebilir,herkes aşık olabilir lakin belli bir sınırı aşmamak kaydı ile... Bunu doğru bir insanla yaşamak isteyip de, o insanın size imkansız olduğunun idrakine vardığınız zaman yaşadığınız o duygu karmaşasının tarifi yok inanın. Hakk için Hakk'ın yarattığından harama batmamak için vazgeçmiş lakin yürekte parçalarını saklayanlardan olduk biz çok kıymetli bir kardeşimle. Gözümüz yerde, yüreğimiz onda, gönlümüz Yaradan'da olsun da, o zaman yoluna girer elbet herşey. Biz isyan değil de dua edenlerden olalım. Allah büyük,yarınlarımızdan ümidimizi kesmedik. Nasip...